201701.06
1

Borç Ödemekten Kaçan Şirket Yetkilisi veya Ortağının Cezai Sorumluluk Halleri

İcra ve İflas Yasasının on altıncı babında yer alıp “cezai hükümler” başlığını taşıyan (331-354) maddelerinde öngörülen hükümlerin büyük çoğunluğu ceza hükümleri içermektedir. Bir başka söyleyişle, bu hükümler 5237 sayılı Yeni Türk Ceza Yasasının genel hükümleri içinde yer alan ve Türk Ceza Yasasının “özel kanunlarla ilişkisini” düzenleyen ve bu başlık altında yasaya konulmuş olan 5. Maddesinde sözü edilen “ceza içeren kanunlardaki suçlar” ibaresi kapsamına giren özel yasa düzenlemelerinden biridir.
Mevcut mevzuata göre konuları ele aldığımızda İcra İflas Yasasında düzenlenmiş olan ve icra mahkemesini n görevine giren suçlar şunlardır:

Alacaklısını zarara sokmak kastıyla mevcudunu eksiltmek (m.331)
Aczine kendi fiiliyle sebebiyet vermek veya vaziyetinin fenalığını bilerek ağırlaştırmak(m.332)
İflas ve konkordato işlerinde hususi menfaat temin etmek (m.333)
Ticaret şirketlerinde yönetim yetkisine sahip olanların alacaklıları zarara sokmak kastıyla ticari işletmenin borçlarını kısmen veya tamamen ödemeyerek alacaklıları zarara uğratmaları (m.333/a)
Konkordato veya sermaye şirketleri ile kooperatiflerin uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırılmasında yetkili kimseleri hataya düşüren ya da konkordato veya uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırma koşullarına uymamak (m.334)
Kiracının cezalandırılacağı haller (m.335)
Müflisin mallarını vermemek (m.336)
Mal beyanı için gelmeyenlerin ve beyanda bulunmayanların ve istenen malı teslim etmeyenlerin bu tür suçları (m.337)
Ticareti terk edenlerin cezası (m.337/a)
Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak (m.338)
Beyandan sonra mal yada kazançta olan artışı bildirmeyen borçlunun cezası (m.339)
Borçlunun ödeme koşulunu ihlali (m.340)
Çocuk teslimi emrine aykırı davranmak (m.341)
İcra dairesince teslim edilen taşınmaza veya gemiye tekrar girmek (m.342)
İcra ve iflas yasasının 30 ve31. Maddeleri hükümlerine aykırılık yapmak (m.343)
Nafakaya ilişkin kararlara uymamak (m.334)
Gerektiği halde sermaye şirketinin iflasını istememek (m.345/a)
Artırmadan çekilme (m.345/b)

CEZAİ YAPTIRIMLAR

HAPİS CEZASI

5237 sayılı YTCK da suç karşılığında yaptırım olrak uygulanan cezalar hapis ve adli para cezasına indirgenirken, cürüm ve kabahat ayrımını da kaldırarak sistem basitleştirmek suretiyle bu kez cezalar:

Hapis cezası ve adli para cezası olarak düzenlenmiştir.

İcra iflas yasasında 5358 sayılı yasa ile düzenlenen yeni ceza hükümlerinde geçen hapis cezaları 5237 sayılı yeni ceza yasamızın genel hüküm ve ilkelerine uygun olarak , bu temel prensiplere paralel şekilde düzenlenmiş 765 sayılı eski ceza yasamızda öngörülen hafif hapis ağır hapis şeklindeki bir sınıflandırma sisteminden vazgeçilmiştir.

ADLİ PARA CEZASI

YTCK MADDE 52.
(1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir.
(3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir.
(4) Hâkim, ekonomik ve şahsî hâllerini göz önünde bulundurarak, kişiye adlî para cezasını ödemesi için hükmün kesinleşme tarihinden itibaren bir yıldan fazla olmamak üzere mehil verebileceği gibi, bu cezanın belirli taksitler hâlinde ödenmesine de karar verebilir. Taksit süresi iki yılı geçemez ve taksit miktarı dörtten az olamaz. Kararda, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi hâlinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adlî para cezasının hapse çevrileceği belirtilir.
(Kaynakça. İsmail Özmen İcra Mahkemesinin görevine Giren Suçlar –Seçkin yay. 2007)

Günümüzde halk dilinde merdiven altı şirket olarak tabir edilen asgari unsurlarla kurulan şirketler iyiniyetli tacirleri borçlandırarak zarara sokmaktadır. Bu şirketlerin kuruluş amacı yasaya ve ticaret ahlakına uygun olarak ticaret yapmak değil piyasayı dolandırıp haksız menfaat elde etmektedir. Bu şirketler iyiniyetli tacirlerden mal almakta ve bu mal karşılığında verdikleri çek veya senetleri ödememektedirler. Bu şekle piyasayı dolandırdıktan sonra ticareti terk etmektedirler. Alacaklı tacir borçlulardan alacağını rızalarıyla tahsil edemediği zaman icra takip yollarına başvurmaktadır. Ancak borçlu şirket yetkilileri veya ortakları borçlarını ödemek niyetinde olmadıkları için kaçmakta ve ticareti terk etmektedirler.

Alacağını tahsil edemeyen alacaklı borçlu şirketin ortakları veya yetkilileri hakkında İİK.’nun alacaklıya tanıdığı şikayet hakkı ile borçlu şirket yetkilisi veya ortağı cezai yaptırım ile karşı karşıya gelmekte ve bu durumda da şirket borcunu şahsen ödemek zorunda kalmaktadır.